Bariatrik Cerrahi

Bariatrik Cerrahi

Tüm Yönleriyle Obezite

İçindekiler

Obezite Nedir?

Yaş ve cinsiyete göre kişinin vücüdundaki yağ oranının normalden fazla olması, kilonun vücüt fonksiyonlarını etkileyecek kadar çok olması obezite olarak tanımlanır. Vücudun ihtiyacından çok alınan kalori yağ olarak birikir. Diğer bir anlatım ile obeziteyi alınan kalorinin harcanmayıp yağ olarak birikmesi şeklinde de tanımlayabiliriz.

Yağ dokusu tüm sistemi etkileyecek şekilde hormonal ve kimyasal maddeler salgılamanın yanında obezite ile ilişkili birçok hormon için de depo görevi görür. Yağ miktarı arttıkça iştah açılır, doyma sınırı üste çekilir ve kilo alımı ilerleyerek sonuçta obezite oluşur. Tüm tıp dergi ve kitaplarında obezite bir hastalık olarak ele alınır. Hatta beraberinde tetiklediği veya neden olduğu ek hastalıklar olması nedeni ile bir ‘sendromdur’. (Sendrom; birden fazla hastalığın aynı anda bulunması durumuna denir.) Obezite önlenebilir hastalık ölümleri içerisinde tüm dünyada ikinci sırada gelir.

Ülkemizde ve dünyada obezite görülme sıklığı hızlı bir ivme ile artmaktadır.

Obezite nedenleri nelerdir? Neden obezite hızla artmaya devam ediyor?

Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) tarafından yayımlanan çeşitli raporlarda 6 ay tek başına anne sütü verilmesinin, 6.aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi ile birlikte güvenilir ve uygun kalite ve miktarda tamamlayıcı besinlere başlanılmasının ve en az 2 yıl emzirmenin devam ettirilmesinin kısa ve uzun dönemde obezite ve kronik hastalık riskini azaltabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere ilk beslenme ve devamındaki beslenme şekli obezite gelişiminde de ilk belirleyici faktördür.

Obezite prevalansındaki artışın başlıca nedenleri; özellikle ulaşım, eğlence, üretim ve tarım sektörlerinde gelişen teknoloji ile birlikte, yaşam biçiminin kolaylaşmasına sekonder olarak fiziksel aktivitenin azalması ve beslenme alışkanlıklarının hızla değişmesi sonucunda enerji alımının artmasıdır. Ayaküstü (fast-food) hızlı yenen sağlıksız besinler rafine karbonhidratlardan zengin, bitkisel liflerden fakir, aşırı yağlı, enerji-yoğun beslenme tarzı obeziteye yol açan en önemli faktörlerden birisidir. Ayrıca boş zamanları kolaylıkla dolduran ileri teknolojik araçların (akıllı cep telefonları, televizyon, bilgisayar, tablet, ev sineması vb) kullamının yaygınlaşması obezitenin artmasına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.

Obezite, psikolojik problemler ya da hormonal etkenler ile ortaya çıkabilir. Ancak bu hastalığın oluşmasındaki en büyük etken hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenmedir. Obezite oluşmasına yardım eden ve neden olan durumları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları
  • Fiziksel aktivite yetersizliği
  • Yaş, cinsiyet eğitim düzeyi, sosyo-kültürel etmenler, gelir durumu
  • Hormonal ve metabolik etmenler
  • Genetik, psikolojik etmenler
  • Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama
  • Sigara ve alkol kullanma alışkanlığı
  • Kullanılan bazı ilaçlar (antidepresanlar vb.)
  • Doğum sayısı ve sık doğum aralığı
  • Anne sütünün yetersiz alınması
  • Vücut kilosunun normal standartlarda olması hormonal bir bozukluk olmaması kaydı ile tamamen kişinin hayat tarzı ile ilgilidir.

Obezitenin Belirtileri Nelerdir?

Obezitenin gelişmesiyle beraber görülen belirtiler şöyle sıralanır:

  • Kıyafet ihtiyacındaki değişiklik
  • Bel çevresinde yağ birikmesi
  • Uyku apnesi, horlama ve uyumada güçlük
  • Sürekli ve aşırı terleme
  • Nefes darlığı
  • Fiziksel aktivitede güçlük
  • Devamlı halsiz ve yorgun hissetme
  • Döküntü, sivilce ve enfeksiyon gibi cilt sorunları
  • Eklem ve sırt ağrıları
  • Depresyon ve sosyal izolasyon gibi psikolojik sorunlar
  • Sıcağa karşı tahammülsüzlük

Obezitenin Derecesi Nasıl Belirlenir?

Vücut kitle indeksi (VKİ) hesaplamasında Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite sınıflandırması temel alınır.

Ağırlığınızı boyunuzun karesine böldüğünüzde (kg/m²) çıkan sonuç, fazla kilolu ya da obez olup olmadığınızı belirtir.

  • 18, 5 kg/m.’nin altında olanlar: Zayıf
  • 18.5 – 24, 9 kg/m. arasında olanlar: Normal kilolu
  • 25 – 29, 9 kg/m. arasında olanlar: Fazla kilolu
  • 30 – 39, 9 kg/m. arasında olanlar: Obez
  • 40 kg/m.’nin üzerinde olanlar: İleri derecede obez (morbid obez),

olarak görülür.

Bazı durumlarda ideal hesaplama yöntemi olmamakla beraber en hızlı hesaplanabilen ve en çok kullanılan obezite derecesi belirleme yöntemidir.

Hesaplamalardan bir diğeri ise bel çevresi ölçümüdür. Bel çevresinin ölçümü pek çok hastalığın temelini oluşturan iç organların yağlanması olarak tanımlanabilen karın çevresi yağlanmasının hesaplanmasıdır. Kadınlarda bel çevresi 88 cm; erkeklerde ise 102 cm ve üzerinde bir değerde olması obezite olarak tanımlanabilir.

Obezite hesaplama için bir başka veri ise bel-kalça oranıdır. Kadın ve erkeklerde farklı olan bu değer bel ve kalça çevresi yağlanmasının santimetre cinsinden ölçülerek birbirine oranlanması ile elde edilir. Kadınlarda bu değer 0,9; erkeklerde ise 1 ve üzerinde olması obezite olarak tanımlanabilir.

Vücut Yağ Oranı Yüzde Kaç Olmalı?

Tüm dünyada vücut yağ oranları için standart hale gelen belli aralıklar vardır. Kadınlarda yüzde 20 ila 25 aralığında iken erkeklerde de yüzde 9 ila 14 arasındadır. Yağ oranı yüzde 30’un üzerindeki kadınlar ve yüzde 25’in üzerindeki erkekler obez olarak tanımlanır.

Obezite kişinin görünümüne göre elma tipi ve armut tipi olarak ikiye ayrılır.

  • Elma tipi obezite; yağ birikimi vücudun orta bölümünde karın ve bel bölgesindedir. Bu tip yağ birikimi iç organlarda da anormal yağlanma ile beraberdir.
  • Armut tipi obezite; yağ birikimi kalça ve basenlerde daha belirgindir.

Obezitenin Neden Olduğu Sağlık Sorunları/Risk Faktörleri Nelerdir?

  • İnsülin direnci – Hiperinsülinemi
  • Tip 2 Diabetes Mellitus( Şeker Hastalığı)
  • Hipertansiyon( yüksek tansiyon)
  • Koroner arter hastalığı
  • Hiperlipidemi – Hipertrigliseridemi (Kan Yağlarının Yükselmesi)
  • Metabolik sendrom
  • Safra kesesi hastalıkları
  • Gastroözefageal reflü
  • Bazı kanser türlerinde artış (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise pankreas, kolon ve prostat kanserleri )
  • Osteoartrit
  • Eklem bozuklukları
  • Felç
  • Uyku apnesi
  • Karaciğer yağlanması
  • Astım
  • Solunum zorluğu
  • Gebelik komplikasyonları
  • Menstruasyon düzensizlikleri
  • Polikistik over sendromu
  • İnfertilite (Kısırlık)
  • Aşırı kıllanma
  • Ameliyat risklerinin artması
  • Ruhsal sorunlar (Anoreksiya nevroza (yemek yememe) veya Blumia nevroza (kusarak yediği besinlerden yararlanmama), Binge eating (tıkınırcasına yeme), gece yeme sendromu gibi ortaya çıkabilir veya bir şeyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum sağlamaya çalışma)
  • Toplumsal uyumsuzluklar
  • Özellikle sık aralıklarla ağırlık kaybetme ve kazanma sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, kasıklarda ve ayaklarda mantar enfeksiyonları
  • Kas-iskelet sistemi problemleri gibi

Obezitenin Tedavisi Nedir?

Tedavi için ilk seçenek doğal olan alternatifleri değerlendirmek olmalıdır. Kalori alımını kısıtlayıp egzersiz yapmak, vücutta biriken yağı kaloriye dönüştürüp harcamak ideal olanıdır. Ne yazık ki, yapılan uzun süreli çalışmalarda görüldüğü üzere kilo verip zayıflansa da ancak %3-5 kadar kişi bu şekilde zayıf kalabilmektedir. Bunun nedeni biriken yağ dokularının kendini korumaya çalışmak için salgıladığı vücut içi habercilerdir. Bu yüzden ek tedavi modellerine ihtiyaç duyulur. Bu durumda ilaç kullanmak akla gelebilir. Ancak bu ilaçları uzun dönem sonuçları açısından değerlendirdiğimizde, yan etkilerinin sağlığı ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakması ve ilacın kullanılmasının bırakılması ile hızla geri kilo alınması gibi handikapları olduğunu görüyoruz.

Tüm çabalara rağmen kilo vermeyi başaramayanlar için her şeyden önce sağlığın korunması ve geliştirilmesi amacıyla obezite cerrahisi yöntemleri düşünülebilir.

Paylaş
Öne Çıkan Yazılar
Open chat
Merhaba????
Nasıl yardımcı olabilirim?